Antakya’nın en büyük ve tek halı üreticisi olan Payidar ailesinin oğlu Aziz Payidar refah ve zenginlik içinde bir hayat sürdürmektedir. Fransız delegesi Mösyo Pierre’in oğlu Teğmen Andre’yi öldürmesiyle Aziz’in kaderi değişir; doğduğu toprakları, biricik aşkını kısacası sahip olduğu her şeyi geride bırakmak zorunda kalır.
İki yıl sonra öldü zannedilirken geri dönüşü herkes için beklenmedik olur. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Aziz sahip olduğu her şeyi kaybetmekle kalmamış, Fransız işgali altındaki Antakya bıraktığından daha kötü bir hal almıştır. Üstelik ilk aşkı Dilruba da amcası Galip Payidar’ın oğlu Adem ile nişanlanmıştır.
Her şeye sil baştan başlamak zorunda kalan Aziz, verdiği hayat mücadelesi ile küllerinden yeniden doğarken; basit bir köylü kızı olan Efnan’ın beklenmedik bir şekilde hayatına girmesi ile duygusal anlamda da ikilemde kalacak, yaşadığı yoğun duygu karmaşası sonrasında zamanla hem kendini hem de gerçek aşkını bulacaktır.