İdealist Cumhuriyet Savcısı Selim Kara, 8 yıl önce hapse yolladığı organize suç lideri Selçuk Taşkın’dan reddedemeyeceği bir teklif alır. Selçuk Taşkın, Savcı Selim Kara’nın bütün suç örgütünü çökertecek davasında, tanıklık yapmayı istemektedir. Ancak bunun için tek bir şartı vardır; oğlu Akgün Gökalp Taşkın’ı Selim Kara’nın bizzat koruması… Suç dünyası içinde büyümüş, tehlikeli ve sorunlu görünümünün ardında duygusal bir genç olan Akgün için bu kabul edilmesi güç bir durumdur.
Hayat beklemediği bir yerden daha sınar Selim’i; İzmir’de çocukları ile yaşayan eşi Canan boşanmak istemektedir. Ailesi ile işi arasında kalan Savcı Kara, baş belası olarak gördüğü Akgün’ü ailesinin yanına İzmir Çeşme’de bulunan Adalet Sitesi’ne götürmek zorunda kalır. Selim’in beklenmeyen misafiri Akgün’ün gelişi site sakinlerinin tüm dengelerini altüst edecek; Ege’de başlayan bu rüzgâr, herkesin hayatını değiştirecek büyük bir fırtınaya dönüşecektir.
Bu fırtınalı süreçte yeniden bir araya gelen Selim ve karısı Canan birbirlerine tekrardan aşkla bağlanırken, Akgün ise Selim’in kızı Yağmur Kara ile Selim’in onaylamadığı bir aşk rüzgarına tutulacaktır. Sevginin gücü sayesinde tüm zorluklarla beraber mücadele ederken Akgün artık yalnız olmadığını anlar çünkü artık yeni bir ailesi vardır; Kara ailesi.
Selim ve Akgün’ün Ege’de başlayan maceraları ailecek aldıkları İstanbul’a gitme kararları sonucunda onları yeni bir yolculuğa sürükler. Sonunda mutlu bir sona ulaştıklarını zannettikleri sırada Selim’in aracına düzenlenen suikastte Canan’ın ölmesi tüm aileyi derinden sarsarken, Selim ve Akgün, kendilerini Canan’ın ölümüne sebep olan bu suikastin arkasında yatan kişinin peşine düştükleri bir intikam hikayesinde bulacaklardır.